27 Haziran 2008 Cuma

Üstün Yetenekli Çocuklarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk döneminde yaygın olarak görülen bir sorundur. Tüm okul çağı çocuklarında görülebilen bir bozukluk olduğundan bu dönemde bulunan üstün yetenekli çocuklarda görülmesi de doğaldır.

DEHB olan çocuklara zaman zaman “üstün yetenekli” etiketi de yapıştırılır. Örneğin Can’ı ele alalım. Can’ın öğretmenleri yeteneği ölçüsünde başarılı olmadığından şikayetçidir. Ödevlerini tamamlamaz, ya da kısa ve öz cevaplar verir, el yazısı oldukça kötüdür. Sınıfta otururken kıpır kıpır hareket eder, diğer çocuklarla konuşur, sık sık dersin akışını diğer çocukları rahatsız ederek durdurur. Öğretmenin sorduğu sorulara bağırarak (doğru) cevaplar verirdi, ancak artık daha çok dalıp gidiyor ve dikkati dağınık görünüyor.

DEHB mi yoksa üstün yetenekli mi ?

Sıklıkla üstün yetenekli çocuklar belirli davranışları (huzursuzluk, dikkatsizlik, tepkisellik, hareketlilik, hayallere dalma) sergilediklerinden dolayı sevk edilmektedirler. Bu belirtiler DEHB tanısının belirtileridir.

DSM-IV, DEHB olan çocukların özelliklerini belirlemiştir:

Dikkat eksikliği belirtileri

1. Yönergeleri başından sonuna kadar takip edemezler,

2. Dikkatlerini yaptığı işe ya da oyununa vermekte zorlanırlar,

3. Evde ya da okulda yapacağı işler ve aktiviteler için gereken malzemeleri kaybederler,

4. Siz konuşurken dinlemez gibi görünürler,

5. Detayları gözden kaçırırlar,

6. Düzensiz görünürler,

7. Uzun süre zihinsel çaba gerektiren işleri yapmakta zorlanırlar ve bunlardan kaçınırlar,

8. Unutkandırlar,

9. İlgileri kolayca başka yönlere kayar.

Hiperaktivite Belirtileri

1. Yerinde duramazlar,

2. Oturması gerektiği halde oturamazlar,

3. Sessiz sakin oyun oynamakta güçlük çekerler,

4. Yerli yersiz koşup tırmanırlar,

5. Çok konuşurlar,

6. Çoğu zaman sorulan soru tamamlanmadan cevabını yapıştırırlar.

7. Her zaman bir şeylerle uğraşırlar,

8. Sırasını beklemekte zorlanırlar,

9. Olaylara ya da konuşmalara müdahale edip yarıda keserler.

Bu belirtilerden en az 8 tanesi bulunmalı, 7 yaştan önce görülmesi gerekmekte, ve en az 6 ay süre ile devam etmelidir.

Tüm bu belirtiler parlak zekalı, yetenekli, yaratıcı ve üstün yetenekli olarak tanımlayabileceğimiz çocuklarda da görülebilir. Bugüne değin iki grup arasındaki benzerlik ve farklılıklara çok az ilgi gösterilmiştir. Bu durum da iki grup (DEHB / Üstün Yetenek) açısından da yanlış tanılar konması gibi bir potansiyel sorunu beraberinde getirmektedir.

Tanı süreci

Zaman zaman uzmanlar DEHB tanısını yalnızca ebeveyn veya öğretmenin çocukla ilgili davranışlarına ilişkin bilgiler alıp çocuğu kısa süre gözlemledikten sonra koyarlar.

Zaman zaman da kısa tarama envanterleri ebeveynler ya da öğretmenlere verilerek tanıya gidilir. Şanslı olan çocuklar detaylı bir muayene ile pek çok psikolojik değerlendirmeden geçerler:

Zeka testi

Başarı düzeyi ile ilgili bilgiler

Duygusal durum

Hem DEHB hem de üstün yetenekli olunabilir ancak uygun bir değerlendirme yapılmadan bunu söylemek çok zordur.

DEHB ile İlişkilendirilen Belirtiler

Tüm koşullarda dikkat sorunları;

Anında sonucu olmayan görevlerde ısrar etmeme;

Tepkisellik, isteklerin ertelenememesi;

Yönergeleri başından sonuna kadar takip edemezler, veya sosyal ortamlarda davranışlarını kontrol edemezler;

Diğer çocuklara göre daha hareketli ve huzursuzdurlar;

Kurallara uymada zorlanırlar.

Üstün Yetenek ile İlişkilendirilen Belirtiler

Dikkat sorunları, sıkılma, belirli durumlarda hayallere dalma;

Gereksiz görülen işlerde ısrarcı olmama;

Otorite figürleriyle güç çatışması;

Yüksek aktivite düzeyi, daha az uykuya ihtiyaş duyma;

Kural ve geleneklerin sorgulanması.

Durum ve koşulların değerlendirilmesi

Çocuğun sorunlu davranışlarının ortaya çıktığı koşullar incelenmelidir. Üstün yetenekli çocuklar her ortamda sorunlu davranışlar göstermezler. Örneğin ÜY çocuklar bir öğretmen tarafından DEHB olarak tanımlanırken bir diğeri tarafından tanımlanmazlar. Veya okulda DEHB belirtileri gösterirler ancak okul dışında gittikleri müzik kursunda bu belirtileri göstermezler. Sorun çıkan ortamlar detaylı biçimde incelendiğinde genellikle problemli davranışların ortaya çıkmasına neden olan farklı faktörleri göz önüne serer. Diğer yandan DEHB olan çocuklar problemli davranışlarını her ortamda sergilerler (evde, okulda, kursta) Ancak davranışlarının şiddeti değişken olabilir.

Üstün yetenekli bir çocuğun sınıf içerisinde verilen görevleri yerine getirememesi sıkılması, müfredat, kendisine uygun olmayan öğrenme biçimi ile sunulan bilgiler veya diğer çevresel faktörler olabilir. Üstün yetenekli bir çocuk zamanının ¼’ünü (veya daha fazlasını) diğer çocukların kendisine yetişmesini bekleyerek geçiriyor olabilir. Akademik başarı düzeyleri bulundukları sınıf düzeyinin iki ila dört sınıf üstünde olabilir. Kendilerini zorlamayan veya yavaş biçimde ilerleyen sınıf ortamlarında bu çocuklar görev dışı davranışlara veya kendilerini eğlendirebilecek diğer yöntemlere başvurmaktadırlar. Zamanın bu şekilde kullanılması DEHB açısından değerlendirilme istenmesinin temel sebebidir.

Dikkat ve Hiperaktivite

Hiperaktivite hem üstün yetenekli hem de DEHB olan çocukları tanımlamak için sıklıkla kulanılan bir kelimedir. Dikkat süresinde olduğu gibi DEHB olan çocukların aktivite düzeyleri yüksektir, ancak bu aktivite fazlalığı her ortamda söz konusudur.

Üstün yetenekli olan çocukların pek çoğu da fazlasıyla aktiftir. ÜY çocukların ¼’ü daha az uykuya ihtiyaç duyarancak aktiviteleri genellikle bir hedefe yöneliktir – DEHB çocuklarda belirli bir hedef yoktur. ÜY çocukların konsantrasyonu gerçek anlamda ilgilendikleri konu üzerinde çok uzun zaman geçirmelerine olanak sağlayacak niteliktedir. Ancak onların ilgi alanları ile ebeveyn ve öğretmenlerin istek ve beklentileri uyuşmayabilir. Hiperaktif çocukların dikkat süresi her durumda (TV ve bilgisayar oyunları hariç) oldukça kısadır. ÜY çocuklar ise ilgilerini çeken bir konu üzerinde uzun süreler ile rahatlıkla konsantre olabilirler. Ayrıca o görevin hemen bitmesi ve sonunda da belirli (arzu edilen) sonuçların olması gerekmez. DEHB olan çocuğun aktivite düzeyi sürekli ve rastlantısal iken ÜY çocukların aktivite düzeyi ara sıra ortaya çıkar ve belirli hedeflere yöneliktir.

Kurallar Karşısında Tutum

DEHB’nin bir belirtisi de kurallara uymada zorluktur. ÜY çocuklar da kural ve gelenekleri sorgularlar. Zaman zaman da başkalarının uymalarını istedikleri karmaşık kurallar yaratırlar. Bazıları güç çatışmaları yaşarlar. Bu da ebeveynler, öğretmenler ve akranları arasında rahatsızlık yaratabilir.

Performansta tutarsızlık

DEHB olan çocuklarda bulunan ancak ÜY çocuklarda karşılığı bulunmayan bir özellik DEHB’lilerin performans kalitesi ve bu işlerin aldığı süre açısından gösterdiği tutarsızlıktır. Örneğin ders notları ve evde yapmaları gereken işler gibi...

Performansta Tutarlılık

ÜY çocuklar her ne kadar işlerin belirli bir kısmını yapmayı reddetseler bile, belirli bir çabayı gösterir standart bir performans düzeyini tuttururlar. Özellikle de öğretmeni seviyor ve zihinsel olarak zorlandıklarını hissediyorlarsa performansları daha iyi olur. Bazı ÜY çocuklar yoğun ve kararlı biçimde hedefe odaklanır kendi standartlarına uygun bir performans gösterirler.

Eğitimci ve Ebeveynlerin Yapması Gerekenler

Dikkat Eksikliği olan bir çocuk aynı zamanda üstün yetenekli olduğunda DEHB tanısının konulması oldukça güç olur.

Uzmanlar tarafından uygulanması gerekenler:

zeka,

başarı

kişilik testleri

Öğretmen değerlendirme ölçeği,

Ebeveyn değerlendirme ölçeği

Değerlendirmeler sırasında çocukla kurulan olumlu ilişki de testlerde maksimum performansın gösterilmesini sağlar. Değerlendirme koşulları sabit olduğundan DEHB ve üstün yetenekli çocukların karşılaştırılması mümkündür. Bilişsel ve başarı değerlendirmeleri çocuğun dikkat veya öğrenme ile ilgili zorluğu olup olmadığını ortaya koyacaktır. Öte yandan kişilik testleri de duygusal sorunların (depresyon, kaygı) davranış sorunlarına neden olup olmadığı hakkında bilgi verecektir. Değerlendirme sonrasında bilgi, farklı öğrenme stilleri ve zeka tipleri ile ilgili bilgi aileye verilmelidir.

Ebeveyn ve Öğretmenlerin Bilgilendirilmesi

Can gibi parlak ve yaratıcı çocuklara DEHB tanısı konulmadan önce uygun uzman değerlendirmesi yapılması gerekmektedir. ÜY çocukların özellikleri akılda tutulmalı ve bir çocuk DEHB açısından değerlendirilirken bu bilgiler akılda bulundurulmalıdır. Ancak her uzmanın da ÜY hakkında yeterli bilgi sahibi olmayabileceği de akılda bulundurulmalıdır. Uygun tanı konulması çok önemlidir ve ebeveyn ile öğretmenlerin bununla ilgili bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Çocuk Psikolojisinde Evcil Hayvanların Etkisi

Hayvanlar çocuğun yaşamına doğumdan başlayarak oyuncaklarla girmektedir. Peluşlar, banyoda yüzen ördekler, plastik çiftlik hayvanları, yürüyen ve konuşan motorlu oyuncaklar çocuğun sürekli olarak elinin altındadır.


Özel bir bebek ya da oyuncak ayıcık çocuğun annesinden sonra en yakın arkadaşı olabilir. Bu oyuncak ayıcık onun sırlarını paylaşır, kızgınlıklarına katlanır, huzursuzluğunu giderir.


SOSYAL BECERİLERİN GELİŞİMİNDE EVCİL HAYVANLARIN YERİ
Evcil hayvanlar da aynı biçimde çocuğun yaşamında etkili olabilmektedir. Çocuk bir evcil hayvan yoluyla insanlarla etkileşim kurma ve sosyalleşme denemelerini yapabilir, mutluluğunu ya da üzüntüsünü paylaşabilir, öfkesini ona bağırarak giderebilir.

Gelişimin işlem öncesi döneminde bebeğin olaylar ve yaşadıkları ile ilgili neden sonuç ilişkisini belirlemeye yönelik becerisi yoktur. Herşey göründüğü kadarı ile vardır. Beş altı yaşlarında işlem dönemi başlamakta, artık bağlantılar kurulabilmektedir. Ancak bu kez de soyut kavramları anlama yeteneği gelişmemiştir. Soyut kavramalar ancak on ile on bir yaşlarından sonra anlaşılabilecektir.

Çocuklarda soyut kavramları anlayabilme ile ilgili zihinsel becerileri atasözlerinin içeriğini sorarak ya da anlatılan fıkralara tepkisini ölçerek değerlendirilir. Soyut işlem öncesi dönemde çocuklar doğum, ölüm, başkalarının duygularını anlama, neden o evin çocuğu olduğu, başkalarının çocuğu olmadığı sorularının yanıtını bulmaya çalışır. Bunların somut kavramlarla açıklanmasını ister. Anne babalar için bu kavramları çocuğa açıklamak hiç de kolay değildir. Çoğu zaman bu tür sorulardan kaçılır ya da çocuğun gelişim dönemi dikkate alınmadan, karşılarında bir yetişkin varmış gibi açıklamalar yaparlar. Bu açıklamalar ya çocuğun kaygısını artıracak ya da onun için anlamsız kalacaktır.

Bu noktada evcil hayvanların önemli bir rolü olabilir. Özellikle doğum ve ölüm gibi çocuk için çok travmatik olabilecek kavramları bir hayvanla öğrenmek, çocuğun bu farklı bilgilere uyumunu sağlayacaktır. Örneğin çocuğun balığının ölmesi ile balık için düzenlenen bir tören onun bu ölüm kavramına alışmasını sağlayacak ve yeni bir balığın alınması ile yaşamın sürdüğünü görmesine yardımcı olacaktır.

Özellikle çocuğun sevdiği birini yitirme, ev ya da okul değişikliği, anne baba ayrılığı gibi bir yoksunluk yaşadığı durumlarda evcil hayvanlar, “yerine koyma” ya da “paylaşma” işlevi de görebilmektedir.

AİLENİN ORTAK KARAR ALMASI GEREKİR
Evcil bir hayvanın alınması tek başına çocuğun isteğine bağlı olmamalı, ailenin ortak alacağı bir kararı olmalıdır. Çocuğa evcil bir hayvanın evdeki peluş oyuncaklarına benzemeyeceği, bir bebek gibi bakım isteyeceği, tuvalet, yemek ve sağlık gibi gereksinimlerinin olabileceği açıklanmalıdır.

Çocuk bir kedi ya da köpek alınmasını istiyor diye tüm sorumluluğun çocuğun üstüne bırakılması uygun olmayabilir. Çocuğun yaşı göz önüne alınarak, hayvanın bakımı ile ilgili sorumluluklar alması gerekeceği çocukla konuşulmalı ve sorumluluklar paylaşılmalıdır. Ayrıca aile bireylerinin tümünün bu konuyu dikkatle düşünmeleri, daha sonra gelişebilecek uygunsuz durumlardan kaçınılması açısından önemlidir.

SORUMLULUK DUYGUSUNUN GELİŞİMİ
Evcil hayvanlar çocuğun sorumluluk duygusunun gelişmesinde yardımcı olacaktır. Hayvanın kendine bakım veren bir insana gereksinimi vardır. Beslenmesi, gezdirilmesi gibi bakımla ilgili bu işleri çocuk üstlendiğinde, karşılığında hayvanın ilgi ve sevgisini alacaktır.


Bir varlığın kendine gereksinimi olduğunu, bu bağ ile yaşamını sürdürebildiğini bilmek, çocuğun kendine güvenini pekiştiren bir durumdur. Ona bakarak birşeyler vermenin, yardım etmenin zevkini tadıp, onu sahiplenerek bağlılık duygusunun farkına varabilir. Hayvanların da hasta olabildikleri ve zaman zaman aşı olmalarının gerekmesi çocuğun yaşadığı deneyimlerle ilgili olarak ona destek olacak ve bu tür durumlarla daha etkin başa çıkmasına yardımcı olacaktır.

Çocuğun hayvanlarla olan ilgisi desteklenmeli ve çocuk korkutulmamalıdır. Ebeveynler özellikle kendileri korktuklarından çocuklarını da korkutmakta, onlarda fobi gelişmesine neden olabilmektedirler. Çocuğun evcil hayvanlara gösterdiği olumlu tepki ebeveynleri tarafından desteklenmelidir.

Çocuk, evcil hayvana birşeyler öğreterek, kendisi de bir şeyler öğrenecektir. Korkularını onun üzerinde deneyerek yenebilir. Böylece çocuk insan ilişkilerinin temelini oluşturan sevmeyi, vermeyi, korumayı ve kendine yeterek bağımsız bir kişi olmayı öğrenir.

EVCİL HAYVANLAR VE ÇOCUKLARA İLİŞKİN ARAŞTIRMALAR
Çocukların doktorları tarafından rutin muayenelerinin yapılırken, evcil bir hayvanın varlığının çocukların fizyolojik ve davranışsal uyarılma durumuna etkilerini saptamaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bir çalışmada rutin muayenesi yapılan 3-6 yaşlarındaki 23 çocukta, ortamda bir köpek olduğu durumda, çocukların kalp atışlarının yavaşladığı ve davranışsal stresin ortadan kalktığı belirlenmiştir. Diğer araştırmalar ise evcil hayvanların stresi azalttığını ve duygusal durum ve sosyal etkileşimler üzerinde olumlu etkiler bıraktığını ortaya koymuştur.

EVCİL HAYVAN SAHİBİ OLMAYA KARAR VERME SÜRECİ
Evcil hayvanların olumlu pek çok etkisi olabilir ancak bunun için dikkat edilmesi gereken önemli bazı hususlar vardır. Çocukla evcil hayvan edinme sürecini açıkça konuşmak ve planlama yapmak evcil hayvan sahibi olma sürecini tüm aile için olumlu bir deneyim haline getirebilir.

UYGUN HAYVAN SEÇİMİ

Bir evcil hayvanla birlikte olma fikri çocuğa keyif verebilir ancak aileniz, eviniz, yaşam tarzınız ve çocuğunuzun evcil hayvanın bakımına yardım edebileceği bir seçim yapmak gereklidir. Örneğin seçim yaparken saldırgan yaratılışlı bir hayvan seçmemek konusunda dikkatli davranılmalıdır. Elbette evcil hayvanların aşıları zamanında yapılmalı, hayvanın temizliği gibi dikkat edilmesi gereken konulara özellikle önem verilmeli, bu davranışlarla çocuğa da örnek olunacağı unutulmamalıdır. Bir kez evcil bir hayvan edindikten sonra o da evin bir bireyi olacağı için ondan ayrılmak zorunda kalmak tüm aileyi oldukça üzecek, çocuk için de başa çıkması zor bir durum ortaya çıkacaktır. Buna yönelik olarak çocuğun ve evde yaşayan tüm aile bireylerinin alerjisi olup almadığı saptanmalı böyle bir durum söz konusu ise evcil hayvan edinmekten kaçınılmalıdır.

Evin fiziksel koşullarının, ailenin ekonomik durumunun böyle bir hayvan edinilmesine uygun olması gerekir. Yalnızca çocuk açısından değil, hayvanın bakımı, eve uyumu ve yeni bir aileye uyum sağlama sürecinin çok uzun olacağı göz önüne alınarak eve getirilecek hayvanın da ihmal ve istismarı önlenmelidir. Bu koşullar uygun değilse bu kararı bir süre ertelemek uygun olacaktır.

EVCİL HAYVANIN BAKIMI

Evcil bir hayvana bakmak çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerinde yardımcı olabilir. Ancak bazı kurallara özen göstermek gereklidir:

  • 3-4 yaşın altındaki çocuklar henüz saldırganlık dürtüleri ve öfke kontrolünü beceremediklerinden evcil hayvanlarla birlikteyken sürekli gözlemlenmelidir.
  • 10 yaşın altındaki çocuklar kedi ya da köpek gibi büyük bir hayvanın bakımını tamamen kendi başlarına yapamazlar.
  • Çocuklar evcil bir hayvana bakabilecek yaşta olsalar bile ebeveynler gözetim sağlamaya devam etmelidirler.
  • Çocuklar evcil hayvanın bakımıyla ilgili ihmalkar davrandığında ebeveynler sorumluluğu üstlenmelidir. Bu evcil hayvan için atlanmaması gereken bir durumdur. Ancak bu durum çocukla konuşulmalı, gerekirse tekrar sorumluluk verilmelidir.
  • Çocuklara evcil hayvanlarının tıpkı insanlar gibi yeme, içme ve gezme ihtiyaçları olduğu yumuşak bir tavırla hatırlatılmalıdır.
  • Eğer çocuğunuz evcil hayvanının ihmal etmeye devam ediyorsa hayvan için yeni bir ev bulunması da gerekebilir.
  • Ebeveynler örnek teşkil etmek durumundadırlar. Evcil hayvan sahibi olunması konusunda da çocuklar en iyi ebeveynlerinin davranışlarını gözlemleyerek öğreneceklerdir.

Uygun biçimde seçimler yapıldığında hayvanlarla çocuklar mükemmel bir ekip oluşturabilirler. Evcil bir hayvanın bakımını üstlenmek ve onunla oynamak çocukluk döneminin en keyifli zamanları olarak hatırlanacaktır.